Bush yönetimi kendisi ile gurur duymalıdır. Nitekim (Devlet Başkanı) Saddam Hüseyin gibi birini (Devlet Başkanı ibaresini tırnak içinde yazıyorum çünkü idam görüntülerini yayınlayan bir Irak televizyonu bu ibareyi kullandığı için kapatıldı); yaptığı katliamlara, halkına çektirdiği eziyetlere rağmen hakikaten acınacak bir duruma düşürmüştür. Öyle ki; bugün Saddam düşmanları dahi idam görüntülerini görünce; Saddam’a rahmet okudular.

Fail olarak; Bush yönetimi diyorum çünkü bu işlerin politik değilde fiziki anlamda failini “Amerika” diye göstermek Amerika’lı olan ve azımsanamayacak derecede olan birçok Bush ve Amerikan politika karşıtlarına haksızlık olacaktır. Kaldı ki dünya anti-amerikan düşüncesinin en önemli fikir babaları da Amerikalıdır.

Saddam’a hafifte olsa iyi duygular besleyecek son kişi olan Irak Devlet Başkanı Celal Talabani bile idama karşı olduğunu vurgulamıştır. Elbette hamasi zihinler bu durumu “Celal Talabani’nin Sünnilerden korkmasına bağlayabilirler”. Evet, korkmaktadır da; ancak öfkesi korkusundan da üstün gelebilirdi; nitekim Kuzey Irak Saddam’ın idamından sonra zafer çığlıkları atmaktaydı. Talabani’nin Saddam’ın idam infazını tasvip etmemesi elbette bizim meşhur kırmızıçizgilerimiz gibi hiçbir sorun yaratmadı.

Bu idam bir hukuktan ziyade siyaset ürünü bir intikamdır. ABD Irak’da demokrasi peygamberliği yaparken Sünni’leri kendisine şeytan olarak seçmiştir. ABD gözünde elbette Şii, Sünni veya Kürt kavram olarak birbirinden pek de farklı değildir. Ancak bu kez kabak Sünnilerin başına patlamıştır.

VATİKAN BİLE İDAMI KINARKEN…

Vatikan bile idamı kınarken Türkiye neden sessiz kalmıştır? Cevabı basit, ünlü deyimimizle “yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal” ya da “yukarı tükürsen ABD aşağı tükürsen Irak”.

Maalesef dünya ve yerel kamuoyu Saddam’ın infazını kınamayı her zaman Saddam’a karşı iyi niyetin bir dışavurumu olarak yorumladığı için idamı kınamak kolay olmayacaktır.

SADDAM MASON, AMERİKAN UŞAĞI DÖNME BİR YAHUDİ MİYDİ?

Saddam’ın asılmasından sonra her halde meydan boş kalmış ki internette; şu “beyaz” edebiyatının paranoyakları Saddam’ı yine Yalçın Küçük klasik yaftaları ile yaftaladılar. Saddam; masondur, Saddam Yahudi’dir, Saddam ABD uşağıdır.

Kabul edin; Saddam Hüseyin bir müslümandı.

Kişiler Müslüman olarak da bazen dinsizlerin yapamayacağı kadar zulüm yapabilir, Vatan’larını satabilir ve ABD’ye uşak olabilirler. İnanç bireysel bir düşünce biçimidir.

Saddam’ın idam görüntülerinde duyduğumuz kelime-i şahadet her halde bir propaganda değildi.

Ayrıca Yahudiliği bir hakaret sıfatı olarak kullanmak bir semavi dine hakarettir. Yahudilere kızabilirsiniz, İsrail’e kızabilirsiniz, ancak Yahudiliğe kızarsanız, Hz. Musa’nın dinine kızmış olursunuz.