Şafii mezhebi, 4 hak mezhep olan Hanefi, Maliki, Hanbeli ve Şafii mezheplerinden biridir. Sünni inanca bağlıdır. İmamı-Şafi tarafından kurulmuştur. İmam-ı Şafii M.S 767 yılında Gazze’de doğmuştur. Türkiye’nin doğusunda yaygın bir mezheptir. Dini konulara vakıf olmayanlar Şafii mezhebini Alevilik veya Şiilik ile karıştırmaktadır. Kimisi ise sadece Kürt kökenlilerin mensubu olduğu bir mezhep zannetmektedir. Bu kanaatler yanlıştır. Şafii mezhebi ile Türkiye’deki en yaygın mezhep olan Hanefilik ile arasında keskin farklılıklar yoktur. Farklar fıkhi konulardadır. En bilinen farklar:
- Şafii mezhebinde nikah düşen karşı cinse tensel temas (dokunma) olduğunda abdest bozulur. Hanefi mezhebinde ise bozulmamaktadır.
- Yine Hanefi mezhebine göre kan aktığında abdest bozulmaktadır. Ancak şafii mezhebinde kanın akması abdesti bozmaz (aşırı aktığı durumlar hariç, bu husus için fıkıh kitaplarına bakılmalı)
- Şafii mezhebinde kaza namazı olan kişi kazalarını bitirene değin sünnet namazlarını kılmaz, yalnızca vakit namazını ve kazalarını kılar. Kazaları bittikten sonra sünnetler kılınmalıdır. Mesela 11 rekat(4 sünnet+4farz+2sünnet) olan öğlen namazında kazası olan şafii mezhebine mensup bir müslüman 4 rekat farzını kıldıktan sonra önceden kılmadığı öğle namazını kılar. Sünneti kılmaz. Kazası çok olan şafii mensupları zaruri ihtiyaçların dışında vakit buldukça kazalarını tamamlamaya yönelmelidir. Maalesef bazı Şafii’ler ise ne kazalarını ne de sünnetleri kılarak vakit namazlarında farzları kılıp, “biz şafii olduğumuz için sünnet kılmayız” diyerek yanlış anlaşılmalara neden olmaktadırlar.
Şafii mezhebine mensup bilinen büyük Alimlerden biri de İmam-ı Gazalidir. İmam-ı Gazali’nin İhya-u Ulum-ud Din (Din ilimlerinin diriltilmesi) eseri çok meşhurdur.