İşletmeler faaliyetleri sonunda elde ettikleri karları ya yeni yatırımlara dönüştürmek amacıyla işletede tutmak ya da ortaklarına kar payı olarak dağıtmak(temettü) arasında karar vermek durumundadırlar. Bu iki tercihten her biri işletme için farklı sonuçlar doğuracaktır. İşletme kar payı dağıttığında ya da dağıtmadığında ortakların yaklaşımları ne olacaktır? Bu yaklaşımlar sonucu nasıl hareket edeceklerdir. Ortakların alacakları pozisyon işletme değerini nasıl etkileyecektir. İşte tüm bunlar hakkında literatürde farklı görüşler mevcuttur. Bu görüşleri genel olarak ikiye ayırabiliriz.

Şimdi her bir görüş hakkında açıklamalarımıza başlayalım.

1. İşletmenin temettü dağıtması ile işletme değeri arasında ilişki olmadığına dair yaklaşımlar

1.1.Kar payı ilişkisizlik kuramı (Dividend irrelevance theory)

Bu teoriye göre mükemmel piyasa koşulları altında, yani - Vergi yok - Hisse senedi ihraç ve yatırım gideri yok - Bilgi asimetrisi yok.

koşullarının var olduğu gerçekte olmayan ancak idealize edilen bir piyasada temettü dağıtımı firma değerini etkilemeyecektir. Yani temettü ile işletme değeri arasında bir ilişki yoktur. Teoriye göre işletmenin değeri sadee yatırımların gelir elde etme gücüne ve yatırımların riskine bağlıdır.

1.2. Müşteri etkisi (Clientele Effect Yaklaşımı)

Yukarıda kar payı ilişkisizlik kuramının temel varsayımının mükemmel piyasa olduğunu ifade ettik. Literatürde bazı yazarlar bu varsayım olmasa dahi, yani normal piyasa koşullarında dahi kar payı ilişkisizlik teorisinin geçerli olacağını iddia etmektedirler. Bu önermelerine zemin olarak da gelir vergisi dilimini* öne sürmektedirler.

Gelir vergisi miktarı, gelirin yıl içindeki kümülatif tutarına göre oransal olarak hesaplanır. Yıllık kümülatif gelir belirli limitlere ulaşınca daha üst dilimden vergi ödenir. Bu yaklaşım da yatırımcının düşük gelir vergisi diliminde iken, daha az vergi ödeyeceği için temettüyü tercih edeceğini, üst gelir dilimine girildiğinde ise bir çok ülkede temettüye göre daha az vergilendirilen hisse senedi değer artışını (dolayısıyla karların dağıtılmamasını) tercih edecektir. Bu nedenle yatırımcının talep ettiği tercih işletme tarafından uygulanmadığında, yatırımcı başka işletmeye ait hisse senetlerini tercih eder. Bu durumda ise işletmenin değeri azalır. (Hisse senetleri az tercih edilmektedir). Buna göre temettü dağıtılması ile dağıtılmaması arasında fark yoktur. Bu teori gerçek hayattaki durumlardan uzak olduğu için eleştirilmektedir.

2. İşletmenin temettü dağıtması ile işletme değeri arasında ilişki olduğuna dair yaklaşımlar.

2.1. Temettü dağıtımının işletme değeri üzerinde olumlu etkisi olduğuna dair yaklaşımlar

2.1.1. Birds in Hand (Eldeki Kuş Teorisi)

Bu teoriye göre temettü dağıtımının işletme değeri üzerine etkisi pozitiftir.
Malum, kar payı ilişkisizlik teorisine göre yatırımcı işletmeye ait hisse hisse senedininin değerinin artışı ile temettü almak arasında fark gözetmemektedir. Hepsi iyidir, güzeldir der. Eldeki kuş teorisi ise der ki; Yok arkadaş, hissedar gıcır gıcır temettüye bakar. Niye ? Çünkü temettü dağıtıldığında o paranın kontrolü bendedir, niye işletmede tutup yatırım yapacağım diyen elalem kontrol etsin…

Bu teori ise -her teori gibi illa bir şeyden eleştirilecek ya-, şu husustan mütevellit eleştirilere düçar kalmıştır: Efendim, şimdi bizim hissedar Agah ve Aras Efendi mutlu oluyor, kuş yakaladım diye seviniyor deyü kar dağıt, dağıt nereye kadar? Kar dağıtımı ile zorunlu olanları hariç yedek akçe tutmamak işletmenin riskini arttırır. Agah Efendi’nin umrunda mı? Eh işletme riski artınca da işletme sermaye ihracına tevessül eder ve işletme değeri düşer ila ahir…

2.2. Temettü dağıtımının işletme değeri üzerinde olumsuz etkisi olduğuna dair yaklaşımlar

Bu teori iki hususa vurgu yapmaktadır.

İddia edilen odur ki, bir çok ülkede temettü için ödenecek vergi, hisse senedi değer artışını müteakip satıştan elde edilen kardan fazla olduğu için, temettü ödemesi yatırımcının hazzettiği bir iş değildir. Yine ihraç maliyetleri de edilinecek sermaye için bir maliyet unsuru olarak işletme değeri üzerinde olumsuz bir etkiye neden olabilir.

2.2.1. Artık temettü teorisi (Residual Dividend Theory)

Bu teoriye göre işletme elde edttiği kardan öncelikli olarak yatırıma yönelmeli eğer bu yatırımı müteakip artan kısım olursa onu temettü olarak dağıtmalıdır. Bu teori durumu şöyle açıklıyor: İhraç maliyetleri o kadar etkilidir ki, işletme her lazım olduğunda hisse senedi ihraç edemez, hisse senedi ihracı öyle kolay başvurulabilir bir finansman alternatifi olarak telakki edilmemelidir. Buna göre işletme kara gününde başvurmak üzere dağıtmadığı karları kullanmalıdır, yani kar dağıtımına yönelmemelidir. Ancak otofinansman sağlayacağına emin olduğu tutarı alıkoyduktan sonra artan(artık) karı dağıtmalıdır.

Eh, tabi bu teoriye de eleştiri var; o da şu: Şimdi efendim işletme sadece artık kar dağıttığında dağıtacağı kar miktarı yıldan yıla değişir bu nedenle istikrarlı gitmez bu nedenle olumlu değildir.