Başa gelen tatsız olaylar galiba insanın kendini, yaptıklarını ve olan biteni yeniden gözden geçirmesini sağlıyor ve en önemlisi varsa yanlış varsayımlarını görmesini, doğru varsayımlarından emin olmasını bazen de var saymanın kendisinin yanlış olduğunu çünkü hızlı değişen şeylerin (örneğin ….. havası) üzerine varsayım kurulamayacağını öğrenmesini sağlıyor. Bu boyutu ile ele alındığında, felaketler demeyeyim ama tatsız olayalar - hele de içinde sizin hiç hatanız olmadan başınıza gelmiş ise - güzel olaylardan daha didaktik. Öyle ki siz öğrenmeye açık olduğunz müddetçe, başınıza gelen tatsız şeyler, zor şeyler, onlardan öğrendiklerinizle çok güzel şeylere yönelik sizi hazırlıyor olabilir. Polyannacılık bağlamında ele almamalı. Başınıza kötü şeyler gelince, “iyi şeyler olacak” demekle iyi şeyler olmaz. Kötü şeyler gelince öğrendikleriniz ancak doğru karışımı ve gerekli şartları bulduğunda “iyi şeylere” dönüşebilir. Dönüşmüyor mu, canınız sağolsun.