Lübnan’a asker

Lübnan’a asker gönderip göndermeme hususunda hangi kararın doğru olduğunu unutuyoruz. Nitekim artık Türkiye’de siyaset ve medya “… ‘e asker gönderme” gibi konularda rasyonelliği bir tarafa atmış duyguları ile düşünüyor, düşündürtüyor. Bir tarafa Lübnan’a asker göndermenin gerekçelerinin altını doldurma mücadelesi verirken diğer taraf meclis kürsüsünden şiirsel betimlemelerle Lübnan’ın bir kâbusa çeviriyor.

Bir oğlum var o da bu vatana kurban olsun:

Mecliste ve kamuoyunda birçok insan artık bu eski cümleyi kuramıyor: “Bir oğlum var o da bu vatana kurban olsun”. Ne hikmettir; ya çocuklarımızı daha çok sevmeye başladık ya da çocuklarımızı kurbanlık koyun pozisyonuna sokmakla vatanın kurtulamayacağını öğrendik. Vatan için kurban olunmaz, vatan için yaşanır, gerekirse ölünür.

Umarım kamuoyunun vird-i zebanı haline gelmiş bu sloganlarında meydana gelen değişimin pozitif bir bilinçten tekâmül ediyordur.

İmamlıktan müdürlüğe yükselmek:

Mevcut hükümetin kadrolaşma çılgınlığını afişe etmek için yüzlerce anekdot dururken bizim “aklı evvel” medya kafayı şu imamlıktan müdürlüğe yükselen şahısa taktı.

Tuhaf olan şu meşhur kariyerist imamın üniversite mezunu olması. Neden mi; Doğuda ilk okul mezunu bir sürü müdür kaynıyor. Ve bu müdürler bir sürü yüksek lisans mezunu mühendis, öğretmen vb. elemanlara ahkâm kesiyor…

Dolayısıyla mezkûr imamın müdür olmasını normal karşılamak gerek; hiç olmazsa üniversite mezunu…

Medyaya bu hususta sorma lazım: Daha makul bir örnek yok mu?

Linç Kültürü:

Akyazı’da meydana gelen 4 Kürt Kökenli vatandaşa yönelik linç girişimi kamuoyunca iki şekilde yorumlanacak:

1: Kamuoyu devletin otorite boşluğunu kendi eli ile doldurmaya çalışıyor.

2: PKK etnik ayrım yaratmayı yavaş yavaş başarıyor.

Ben ise şöyle yorumluyorum:

Birileri üstteki iki maddeyi bize düşündürtmek için fevri davranıyor…

Çünkü ne otoriter devlet dayak atan devlet anlamına gelir ne de PKK etnik çatlaklar yaratmak gibi bir sonuca varabilmiştir.

İmam’ı bıçaklayabilmek:

Bu cinayetlerin nedenini hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Çünkü cani de mecnu da sırra kadem bastı…